Alanya Kalesi

Alanya Kalesi’nin Tarihi

Alanya Kalesinin tarihi M.Ö. 4. yüzyıla Helenistik döneme kadar dayanır. O dönemde Korakesion (Coracesium) adıyla anılan şehri antik çağ yazarı Strabon sarp kaya üstüne kurulmuş hisar olarak tarif etmiştir. Yüksek bir yarımadanın üstünde kurulmuş olması, karadan ve denizden ulaşmanın zor olması, savunmanın kolay olması yüzünden Alanya Kalesi tarih boyunca devamlı yerleşim görmüştür. Uzun tarihi ile birlikte kale bugünkü görkemli haline Selçuklular döneminde ulaşmıştır.

Bizans döneminde kalenin adı Korakesion (Güzeldağ) olarak anılmıştır. Kale içindeki ve etrafındaki günümüze ulaşan bazı eserler Bizans döneminden kalmadır. 1221 Yılında kaleyi Alaeddin Keykubat alır ve Selçuklu hakimiyeti başlar. Şehir bu tarihten itibaren fatihi ile anılarak “Alaiyye” adını alır ve bugünkü birçok önemli eser bu dönemde yapılır. Bu isim Cumhuriyet döneminde Atatürk tarafından Alanya olarak değiştirilir. Kale Anadolu Selçuklularının çöküş döneminde 1293 yılında Karamanoğullarının yönetimine girer. 1427 Yılında Karamanoğulları Alanya’yı Memlüklere satar. Alanya 1471 yılında Fatih Sultan Mehmet Han zamanında Osmanlıların hakimiyeti altına girmiştir. Süleymaniye Camii ve bedesten Osmanlılardan kalma eserlerdir.

Sultan Alaeddin Keykubat 1. Tarafından yaptırılan Kızılkule Alanya Kalesinin kilit noktasıdır. Buradan başlayan kale surları (savunma hattı) batıya doğru yukarı çıkar Kalenin Ehmedek bölümüne ulaşır. Buradan güneye yönelen surlar sırasıyla İçkale, Adama Atacağı, Cilvarda Burnu üstü, Arap Evliyası Burcu ile buluşup buradan Esat Burcuna iner. Buradan devamla Tophane ve Tersane ile kavuşup tekrar Kızılkule ile birleşir. Bu alan Alanya Kalesidir. Alanya Kalesinin surlarının uzunluğu 6500 metre olup üstlerinde 140 adet burç bulunur. Kızılkule den çıkıp limana gemilere uzanan dehlizin bir kısmı da günümüze ulaşmıştır.